23 Şubat 2011

Şizofren




Sen verdin de ben mi almadım?
Gözlerinde gördüklerim,
Acınası gençliğim…

Bilir miydim ki geleceğim geçmişimle el ele…
Uyarmadın be güzelim.
Söylemedin, “Bak,  patlar” diye...

Nasıl sığdırmışım kalbimi küçücük göğsüme?
Sen anlamadın ya başka kim anlar ki beni?

Gözlerimiz temas etse yeterdi,
Düşüncemizi okumak için.
Sözcükler gerekmezdi konuşmak için.

Kalbim pes etse, “Artık yoruldum.” dese,
Yanıma gelip bir dokunuş yeter.
İlk günkü aşkım gibi çarpar kalbim.

Garipmiş hayat, özenle yürümek gerekmiş.
Tek bir ‘hayır’ hayatları değiştirmeye yetermiş.
En büyük kanıtıyız biz bunun.

Bak gördün mü?
Sen orda, ben burada…
Sigarasızlıktan da kötü…
 Huysuzlaşıyorum kokun olmadan,
İçime çekmeden,
Başımı döndürmeden.

Başlamayım şimdi yine…
Anlat, nasıl gidiyor hayat?
Yıllar oldu,
Ne dedikodular birikti?
Burnundan nefret ediyor musun hala?
Neler değişti hayatında?

Beni boş ver sen.
Daha çok içiyorum artık,
Daha çok sarhoşum.
Biliyorum kızmıştın.
Ben de sana kızmıştım.

Aşkın bana yön verdi.
İşte bu hale getirdi.
Şikayetçi değilim, nankör de değilim,
Ama elimdekileri götürdüklerine değişirim.

Uzun zamandır yapmacık gülüşlerim,
Bakışlarım yapmacık, sözlerim yapmacık…
Neydi sendeki beni doğal kılan?
Çocukken olduğum gibi beni gamsız yapan…

Bu mu yani?
Biri gider,
Diğeri meyve vermeyen ağaç oluverir.

Hayat yolunda önüme çıkan bir virajdın.
Senden döndüm ben.
Ve yine söylüyorum,
Uyarmadın bu yol uçurumlara gider diye.

Cebimde kalan birkaç şarkı, birkaç anı…
Tüm sahip olduğum bunlar.
Reva mı onca şeyden sonra?
Kime konuşuyorum ki Allah aşkına?

Sensizlik başıma vurdu.
Nerdesin ki seni bulayım?
Şiirlerle konuşuyorum artık.
Sen söyle ne yapayım?
Şiir sensin,
Yokluğunda kiminle konuşayım?